Aşağıdaki linkte Menderes Bayram’a ait ‘Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Eserlerinde Din ve Aile’ adlı çalışma bulunmaktadır. Pdf formatında hazırlanmış kitabı indirmek için linki tıklayınız.
Yearly Archives: 2006
Kalk ve Yaralarını Sula
KALK VE YARALARINI SULA
(SAKLI)
"dolu bir boşluğu doldurup boşaltmak işimiz*"
Bu çiçeklerin göğü esenliği dokunuşun
Yerin iğdiş kıyımı gibi sonrasızlığa
Serin sakin ermiş yanlarıyla ışıltılı
Derinlikli sızısı bazı mutad ağrıların
İçini bir orman kılan bütün akıntılarıyla
Karaltısı bir şehrin akarkenki uzaklığı
Ama içinde ama koygun sathında ama bin yıllık
Sekirkiğiyle uğraksız dehlizinde kaybolmanın
Bir ayeti suçluluğu ezberlemek gibi arı
Ey hep kendi karasını yüklenen kuzgun belası
Bu karmaşayı kekre bulantılarla yoklayan
Sağanakta koşan atların hırçınlığı susuzluğa
Hançerede kadim soluyuşlarla yol bulan
Yazgıya bin selâmla boyun eğişin salası
Bu bizim iliğinden sızarken kandığımızdır
Toplumun bir yanı çöl damarının suladığı
Büyüttüğü nöbetin semptomun ağunun
Durularak bu bizim bakakaldığımızdır.
*M.C.A
Yaşasın Edebiyatımız!
Dehrin Tutsak Yüzünün Başka Yolcularla da Turlardın
DEHRİN TUTSAK YÜZÜNÜ BAŞKA YOLCULARLA DA TURLARDIN
(I)
İçinin yanık kokusuyla uyanan şehirdir gövden
Varlığını ve yokluğunu bir müebbetten
Ustalıklı anlamlar çıkarabilen
Çok gün eskiten yılgınlığın aşılmaz duvarında
Kaydında koyu bir dalgınlık sonra..
(II)
İğva söylemli günlerle burada
Dehrin tutsak yüzünü başka yolcularla da turlardın
Ölüm ey bezgin buluşma
Bir alışkanlık olarak yorgun adamların
İzini süren yağma
Ey bahçesiz ham soluk
Kumunu yutkunduğum çöl
Gizini sarındığım siyah
Eteğine tutunduğum dağ
Kara karanlık mezra
İçinden atımı akıttığım geçit
Suyuna adımı yazdıran daha
(III)
İşte koru saklı tandır
Barkodlu ekmek
Yomsuz tecim gökdeleni
Ücretli ve Azrail’den izinli
Bir hafta sonu gezmesi
İçinde yaşam olmayan şiir
Gibi misillemedir
Gerçeğe aldanış ceza
Çünkü yaşam yaşam olmadığını gizlemektedir*
_______________________________________________________
*Yaşam artık yaşam olmadığını gizleyen bir ideolojiye dönüşmüştür
-Adorno-
Postmodernizm ve Şiir
" 'Muhtaç İnsan' olarak Postmodern Özne: Postmodern ve Hipermedyalaşmış Bir Toplumda Kimlik Oluşumu ve Şiir" adlı pdf formatında hazırlanmış yazıyı aşağıdaki bağlantıdan indirebilirsiniz. Yazı Aralık dergisi için İbrahim Bektaşoğlu tarafından çevrilmiştir.dosyayı indirmek için bağlantıyı tıklayınız. http://xn--aralkedebiyat-69b.com/wp-content/uploads/postsiir.pdf
Ey Türk Okuru
Temsil
Modernlik
Modernlik, günün geleneğini-bu her ne olursa olsun-değiştiren polemikçi bir gelenektir, ancak kısa bir süre sonra yerini, gene modernliğin anlık bir tezahürü olan bir başka geleneğe bırakır. Modernlik hiçbir zaman kendisi değildir; o her zaman öteki’dir. Modern olanın ayırt edici özelliği, yalnızca yenilik değil, ötekiliktir. (Octavio Paz, Çamurdan Doğanlar)
Ali Bulaç’ın Vehmi
Ali Bulaç Zaman gazetesindeki üç yazısında(1, 2, 3) edebiyata olan uzaklığını güzel bir şekilde ortaya koyuyor. Bulaç, İslami alandaki bilgisel duruşuyla, edebiyatın kendi doğasına ait özellikleri, gelişimini, bugünkü dünyasını kavramaktan ne kadar uzak olduğunu, modern edebiyatın doğasını oluşturan krizi ‘vehim’le ifade ederek gösteriyor. Hem bu vehim suçlamasını Kuran’dan alıntıyla destekliyor. Desteklemek ne demek, edebiyatçıların üzerine balyozla ayeti indiriyor. Gazetedeki ifadeler Ali Bulaç’ın modern edebiyatan ne kadar kopuk olduğunu gösteriyor. İnsanın çıkmazda olduğunu, dolayısıyla edebiyatın da çıkmazda olduğunu görmemiyor. Bu yazı aynı zamanda Türkiye’deki belli bir kesimin(islamcıların bir kısmı) modern edebiyata bakışını sergilemesi açısından da dikkate değer. Edebiyat anlayışı modern öncesinde kalmış insanların söylemini oluşturan yazı İslamcı bir aydının ve temsil ettiği kesimin bugünü anlamakta ne kadar aciz olduğunu ortaya koyuyor.
Kültür Şairi Ahmet Oktay Üzerine
"Pek çok alanda kalem oynattı ama daima şair olarak kaldı.” Ahmet Oktay’ı tek cümlede tanımlamanın uğraş gerektirmemiş bir örneği bu. Görüş, Ülkü Tamer’in. Anlaşılan o ki cümledeki vurgu, şair kimliğinde yoğunlaşmayı amaçlamakta. Bir başka ifade ile Ahmet Oktay’ın asal kimliğinin şairlik olduğu imlenmektedir. Ama işin içine Salih Bolat’ın tamamen iyi niyetle kaleme aldığında şüphe duyulamayacak cümleleri eklemlenecek olursa aynı açıklığı bulmak kolay olamayabilir. Salih Bolat diyor ki: “Ahmet Oktay, sanatçı kişiliği, Continue reading