Yazlık bir roman: Nietzsche

1.Nietzsche felsefeye iki ifade aracı kazandırır:aforizma ve şiir

2.Aforizma tam olarak hem yorumlama sanatı hem de yorumlanan şeydir; şiir
ise hem değerlendirme sanatı, hem de değerlendirilen şey.

3.Güç İstenci, der Nietzsche, ne gözünü dikmek ne de  almak anlamına gelir, o yaratmak ve vermektir.

4.yorumlama, anlamın ilkelerini kuvvetlerde bulursa, değerlendirme de değerlerin ilkelerini güç istencinde bulur.

Tarih

5.Oysa tarih bizi en tuhaf fenomenle karşı karşıya bırakır: Tepkisel kuvvetler galip gelir, olumsuzlama güç istencinde üstünlük kazanır!Söz konusu olan yalnızca insanın tarihi değil yaşamın tarihi, en azından insanın ikamet ettiği yüzey itibariyle
Yeryüzü'nün tarihidir. Her yerde "hayır"ın "evet", tepkinin etkin olan karşısındaki zaferini görüyoruz.

6.Ama aslında zayıflar, köleler, galibiyeti kuvvetlerini birbirine ekleyerek değil, ötekinin kuvvetini azaltarak kazanırlar.: Kuvvetli olanı yapabileceği şeyden ayırırlar.

7.Efendilerimiz evrensel bir köle oluşta galip gelen kölelerdir: Avrupalı insan, evcil insan, soytarı…

8.Nihilizm galip geldiğinde, ancak ve ancak o zaman güç istenci artık "yaratmak" değil, gücü istemek, egemen olmayı arzulamak(yani yerleşik değerleri, parayı, şerefi, iktidarı…kendine mal etmek yada mal ettirmek) anlamına gelir.

9.İnsanı durumu açısından, nihilizmin galibiyetinin evrelerini açıklığa kavuşturalım. Bu evreler Nietzscheci psikolojisinin büyük keşiflerini, bir derinlikler tipolojisinin
kategorilerini oluşturur.
a-Hınç: Bu senin hatan, bu senin hatan..Yansıtıcı suçlama ve yakınma. Eğer zayıf ve mutsuzsam, bu senin hatan.
b-Vicdan azabı: Bu benim hatam…İçe yansıtma evresi.Tepkisel kuvvetler, ancak yaşamı tuzağa düşürerek kendilerine geri dönebilirler.
c-Çileci ideal: Yüceltme evresi. Zayıf ya da tepkisel yaşamın istediği, nihayetinde, yaşamın olumsuzlanmasıdır.
ç-Tanrının Ölümü: Geri alma evresi. O bu ölümün mantıksal sonucunu ister: kendisinin Tanrı'ya dönüşmesi, Tanrı'nın yerini alması.Nihilizm az önce şu anlama geliyordu: Üstün değerler adına yaşamın olumsuzlanması,değerlerin azaltılması.

Şimdiyse şu anlama geliyor: Bu üstün değerlerin olumsuzlanması, yerini insanca-pek insanca-değerlerin geçişi(ahlak dinin yerine geçer; yararlılık, ilerleme ve tarihin kendisi, tanrısal değerlerin yerini alır.)
d-Son insan ve batmak isteyen insan: Sona erme evresi.

10-Bununla birlikte her adımda nihilizm daha ileri gider, boşunalık kendini daha çok gösterir.
11-Öyleyse son insanın ötesinde de batmak isteyen insan bulunur. Ve nihilizmin bu tamamlanma noktasında(Gece yarısı), bir dönüşüm için her şey hazırdır.

Dönüşüm

12.0.Tüm değerlerin dönüşümü şöyle tanımlanır: kuvvetlerin etkin oluşu, güç istencinde olumlamanın galibiyeti.

12.1.Dönüşümün ilk figürü, çok'u ve oluşu en yüksek güce yükseltir.

12.2.Dönüşümün ikinci figürü, olumlamanın olumlanması, ikiye bölünme yani tanrısal Dionysos-Ariadne çiftidir.Dans, hafiflik, gülmek Dionysos'un özellikleridir.

12.3.Artık ne çok Bir'le, ne de oluş Varlıkla yargılanabilir. Ama Varlık ve Bir anlamlarını kaybetmekten daha iyisi yapar, yeni bir anlam kazanırlar. Çünkü şimdi Bir, çok olarak çok'un(parçalar ya da kopan kısımlar) Bir'i, Varlıksa oluş olarak
oluşun Varlığıdır. Nietzscheci tersine çevrilme ya da dönüşümün üçüncü figürü
işte budur.Üçüncü figürün hangisi olduğunu olduğunu görüyoruz: Bengi Dönüş'ün oyunu. Geri gelmek tam da oluşun varlığı, çok'un biri, tesadüfün zorunluluğudur.

12.3.0.Geri gelmek olmakta olanın Aynısıdır.

12.3.1.Nietzsche'nin sırrı, Bengi Dünüş'ün seçici olmasıdır.Hem de iki
bakımdan seçici.

12.3.1.1.Öncelikle düşünce olarak.Çünkü o bize ahlaktan tümüyle kurtarılmış istencin özerkliği için bir yasa verir: Ne istiyorsam onu (tembelliğimi, oburluğumu,
korkaklığımı ve erdemim gibi kötülüğümü de) Bengi Dünüş'ünü de  isteyeceğim  şekilde istemem "gerekir".

12.3.1.2.Bengi Dönüş sadece seçici düşünce değil, aynı zamanda seçici Varlıktır.

12.4.Dönüşümün dördüncü ve son bir yönü vardır: O, üstinsanı kapsar ve üretir…Dönüşüm, insanda üretilen ama üstinsanı üreten radikal bir öz değişimidir. Üstinsan tam olarak, olumlanabilecek olan her şeyin bir araya gelişini, olanın en üstün biçimin ifade eder;seçici Varlığı temsil eden tipi, bu varlığın filizlenmesini ve öznelliğini gösterir.

Böylece dönüşümün figürleri tamamlanır:Dionysos ya da olumlama; Dionysos-Ariadne ya da ikiye bölünmüş olumlama; Bengi Dönüş ya da ikiye katlanmış olumlama; Üstinsan ya da olumlamanın tipi ve ürünü.
 

*Yukarıdaki yazı ,Deleuze'ün 'Nietzsche' kitabından alıntılanarak oluşturulmuştur.

Üzerinde durulması gerekenler

1. Aforizma(yorumlama) ve şiir(değerlendirme)?

2. Oluş(teknik, ontik değil, genesis'e dönüktür.)

3. Güç İstenci(bunun sanatta olduğunu falan söyler Heidegger.)

Bunların sanattaki/şiirdeki karşılığı nedir? Bunlardan bir bok çıkartabilir miyiz?
Cevaplanması gereken soru bu!

Bir yanıt yazın